Yaz Yazıları – E.KEPENEKLİ – Ağustos 2014
Seçtiğiniz kanatlar, gideceğiniz yeri üzerinde taşır.
Gerçekten yaşıyor muyuz?
Muhakkak ki, bilinci her ne boyutta olursa olsun, insanın yaptıkları zamana bir taşa işlenir gibi iz bırakıyor. Diğer yandan, dengelerini tamamlamış bir varlığın tüm eylemleri farklı bir değer taşıyor olmalı. Belki, zamanı, bir taştan bir elmasa dönüştürmek gibi bir fark. Eylemin bilincin serüvenindeki yeri çok özel. Her boyutun manevi ve maddi dengeler üstünde duran, yani öz eksende eylemler yapması olası. Diğer yandan bazı varlıkların ancak zamanı geldiğinde eyleme geçmesi de mümkün olabilir. Belki dünya ile varlık arasındaki bir eşzamana hizalanmış milatlar olabilir bunlar. Yine de hiç unutulmaması gereken şey insanın içindeki gerçeğe dokunması, ancak eylemlerin füzyonu ile mümkün olabiliyor. O’na ait olanı dünyaya getirmeden, insanın kalbindeki sonsuzluk geçidine varması ise çok zor olmalı.
Durmak bile bir eylem sayıldığında, oluşun harekete nasıl bir nitelik kattığını anlıyoruz. Öz eksende durarak yaptığımız eylemler, füzyon etkisi ile bizi O’nun evine, sevginin kaynağına, gerçek kalbimize götürüyor. O zaman durmak bile evreni sıçrayışlara sürükleyebiliyor ancak zamanın içinde kalmayı başarmak zorlaşıyor.
Barış Tohumları
Ayrılıklardan fayda sağlayan genellikle ayrılanlar değildir. Barış tohumları büyük bahçelere, ormanlara ve hatta yeni dünyalara gebedir. Barış çiçeği, halkanın iki ucunu birbirine bağlayan büyük çekimden doğar. En değerli şeyler en küçük şeylerde saklıdır. Küçük incelikler ve sevgi işaretleri diğerlerinin kalbinde büyür ve bir başkasının kalbine de oradan ekilir.
Nerede bir incinmişlik görürseniz, orada en küçük şeyleri yapmaktan çekinmeyin. Yaptığınızı derhal unutun ama incelikli olmayı hep hatırlayın. Sevginin asla taklit edilemez olduğunu, çocukların gözlerinden okuyabiliriz. Sevginiz hep gerçek olsun. Gerçek mi diye davranışlarınıza güneşin aydınlığında bakın.
İnsanın Masumiyeti
Tüm deneyimler, aslında masumiyetin kazanılmasının daha anlamlı olduğunu düşündürüyor. Mesele yayı germemek, arzuyu yaratmamak değil, önemli olan arzunun saflaşması ve okun hedefinin değişmesi. Oku yere saplayabilirsin, gökte uçurabilirsin ya da yerle göğü birbirine iliştirebilirsin… Bir çocuğun su içişini izlerken, masumiyetin gerçek özgürlük olduğunu anlayabilirsin.
Aşk
Aşk anlayış göstermek değil
Anlamaktır,
Bakmak değil görmektir,
Bir duruşun, bir ifadenin, bakışın
Yürekteki çıplak bilgisidir.
Maşukun kendi güzelliğinin yaratıcısı olduğu aşkın hakkını
Hangi aşık verecek!
Bir tek o aşkın gereği
Onda yanmak değil,
Onun aşıkta görünmesidir.
Yolculuk
Kendinizi onun gözünden gördüğünüzde, hayatta ne yapmanız gerektiğini anlarsınız. O sizi bütün potansiyeliniz ve önünüzde geçeceğiniz kapılarla görür. Anahtarları size ulaşmak üzere olay zarflarında gönderir. Kendinize onun gözünden baktığınızda, emanetinizin tamamını teslim alırsınız. Kapılar, anahtarlar ve yol siz olursunuz. Yolculuk ise O’dur.