“Güven ruh gibidir, terk ettiği bedene asla geri dönmez” W. Shakespare
Arkadaş dediğiniz birbirinizin kalbine dokunabilme izni verdiğiniz, sessizliği paylaşabildiğiniz, kimi zaman ateşli, kimi zaman susarak sohbetler edebildiğiniz kişidir. Her zaman anlayamasanız ya da anlaşılamasanız da, bunu dert etmeyip birlikteyken birbirinizi anlama çabası gösterdiğiniz kişidir. Kendisinden emin olduğunuz, samimiyetle içinizi döktüğünüz ve o döktüklerinizi beraberce toplayabildiğiniz insandır. Onun yanında sadece kendiniz olabildiğiniz, onun da kendisi olabilmesine alan açtığınız, her yüzünüzü açabildiğiniz, kırma ve kırılma sınırlarının ötesine geçebildiğiniz, hatta bazen “naz” yapabileceğiniz kişidir.
Yol arkadaşları bazı yolculuklarda önemlidir. Yolculuğu cennete de cehenneme de çevirebilir. Özellikle deniz yolculuklarında. Eğer fazlasıyla kendini merkez alan, nazlı ya da memnuniyetsiz veya uyumsuzsa, zorlandığınız, hoş olmayan bir yolculuk anısıyla dönmeniz kaçınılmazdır. Böyle bir kişi, birlikte yolculuk yaptığınız kişi olabilir ancak “arkadaş” olması zordur. Ama iyi bir gözlemciyseniz bir yolculukta nasıl olmamanız, neler yapmamanız konusunda size çok kıymetli ip uçları sağlar. Hatta gözlem ve gözlemlerinizi bilgiye oradan da davranış haline geçirme konusunda uzmanlaşmışsanız size ayna olduğunu düşünebilirsiniz. Ama sürekli aynaya bakarak kendinizi görme (ve tanıma) konusunda fazla “ısrarcı” olmamak gerek.
Sanırım arkadaşlık dendiğinde en fazla yaşanması gereken değerin “güven” olduğunu anlayabilir insan. Aklına, kalbine, davranışına güvendiğiniz birisini “arkadaş” koltuğuna oturtursunuz. Eğer birileri de sizi o makama layık görmüşse o zaman bunun hakkını vermek için elinizden gelen her şeyi yapmaya gönüllü olursunuz. O gücü ve sorumluluğu yaşatmak için daha fazla hevesli olursunuz. Birlikte gelişir, birlikte büyürsünüz. Giderek arkadaş dediğiniz insan “diğer ben” haline gelir. Bu söylediklerimin oluşması için uzun zamanlı (elbette bu zaman herkese göre değişebilir) birlikte yolculuklar sonucu ortaya çıkar.
Tabii bunun bir ön şartı var; siz önce kendinizle iyi arkadaş olmalısınız. Kendisiyle kavgalı, kendisine, kendi varlığına güvenmeyen biriyle başkası neden arkadaş olsun ki? Bunu başardığında insan bütün dünyayla arkadaş olabilir…
ve emin olun dünya buna “çok memnun” olur.
Yol Arkadaşları – Levent KENTER – Haziran 2016
Seslendiren: Turgut BEKİŞOĞLU
Fon Müziği: Ömer Faruk Tekbilek, Desert Twilight